HEPİMİZ ASHABI UHDUD OLMUŞUZ
Kur’an’da anlatılan kıssaları okurken hep ders amaçlı okuruz ama tekrarlanabileceğini düşünmüyoruz. Kur’an’daki bütün bilgiler kıyamete kadar geçerli olduğuna göre kıssalarda yaşanan olayların benzerleri de kıyamete kadar tekrarlanabileceğini görmekteyiz. O anlatılan olaylar çok eski tarihlerde yaşandı, o dönemde eğitim, iletişim, teknoloji bu kadar yaygın değildi, bu nedenle o dönemde yaşananlar bugün yaşanmaz diye düşünüyoruz ama ne yazık ki yanılıyoruz. Çünkü her şey değişiyor ama insan değişmiyor. Değişen ve gelişen teknolojiler sadece insanın gaddarlığını ve zalimliğini daha da arttırıyor.
Kur’an’da bahsedilen ve okurken insanların tüylerini diken diken eden olaylardan birisi de Ashabı Uhdud olayıdır. Ashabı Uhdud yani “müminleri ateş dolu hendeklere atıp yakan ve sonra da onları seyrederek eğlenen zalim ve işkenceci topluluk. Hiç bir suç işlemedikleri halde yalnızca Allah’a inandıkları için ashâbü’l-uhdûd tarafından kendilerine zulmedilen, işkenceye uğrayan, ateşle dolu hendeklere atılıp diri diri yakılan iman ehlinin hazin durumudur bu olay.” Olay Buruc Suresinde şöyle anlatılıyor:
“Kahrolsun mü’minleri yakmak için o hendekleri kazanlar . Alev alev tutuşturulmuş ateşle dolu hendekleri! Onlar o ateşin başına oturmuş, Mü’minlere yaptıkları işkenceyi keyifle seyrediyorlardı. O mü’minlerden, başka bir sebeple değil, sadece karşı konulmaz kudret sahibi ve her türlü övgüye lâyık olan Allah’a iman etmelerinden ötürü nefret edip, intikam alıyorlardı. Göklerin ve yerin mutlak mülkiyet ve hâkimiyeti kendisine ait olan Allah’a. Ama Allah olup biten her şeye şâhittir. Mü’min erkeklere ve mü’min kadınlara her türlü işkenceyi yapan, sonra da pişman olup bundan vazgeçmeyenlere cehennem azabı, bir de yangın azabı vardır.” (Buruc Suresi 4-10)
Hani bazen denilir ya bu kadar barbarca olaylar bu modern dönemde yaşanır mı diye. Yaşanıyor hem de daha barbarcaları.
Bu olayların aynısı gözlerimizin önünde, kendilerini dünyanın en modern, en eğitimli devletleri sayan, insan hakları ve özgürlükler konusunda dünyaya şekil veren ülkeler eliyle Gazze’de on beş aydır yaşanmakta. Ülkeleri ve inanç yönünde kutsal değerleri işgal edilmiş, yıllarca yalnızlığa terkedilen iman eri gençler özgürlükleri için mücadele edince ve halkı tarafından terkedilmeyip desteklenince dünyanın gözü önünde büyük katliamlara uğradılar. Gazze’ye atılan bombaların hesabı yapılınca her bebek için bile tonlarca bomba atıldığı görüldü. Gazze’ye bir lokma sıcak yemeğin, ilacın girilmesine izin verilmezken İsrail’e dünyanın her tarafından yardımlar ve silahlar gönderildi. Evler, okullar, hastaneler, ibadethaneler, pazarlar, yardım kuyruklarında bekleyen insanlar bombalandı. Yahudi ve Hristiyan bloğu Gazzeliler’e bunu reva görürken Müslümanlar da ancak seyrettiler. Onlar Müslümanlara yaptıkları zulümleri zevkle seyrederken, Müslümanlarda hiçbir şey yapmadan onlarla beraber seyrettiler. Allahu Teala kahrolsun ashabı uhdud derken, kahrolacaklar sadece zulmedenler değil, korkarım ki bir şey yapmayıp seyredenlerdir de.
Mücadele eden ve sabreden Gazzeliler hem bu dünyada hem de ahirette kazandılar, ama sadece seyredenlerin akıbeti ne olacak acaba?
